25 Haziran 2008

Yirmidört yılımın bozulmayan, azalmayan tek şeyi

Büyüdükten sonraki ilk albümüm bu benim... itiraf ediyorum çok bekledim, ben ne zaman ortada kalsam, sen hep iyi geldin. büyüdükten sonraki ilk albümüm. Bir hayat bitirdim üç senede. Beter mi beter. Sonra başka hayatlar istedim yine o üç senede. Bu sefer başka. Sanırsın ilk defa... Öyle belki de. Güzelin güzeli, beterin beteri. Şarkılar söylemek istedim. El ver istedim, büyüsü kalsın üstümde istedim. Senin büyün; yirmidört yılımın bozulmayan, azalmayan tek şeyi.
Üç senede büyüdüm ben, iş güç derdine düşmeyi denedim. Aşk aşk diye ölmeyi denedim. Ülke desen… Vuruyorlar şafak sayan kadınların, adamların, anaların aşklarını. Vuruyorlar Rakel Dink'in “sevgilisi”ni.
Ortadayım şimdi. Ortada kaldım. Deniz Yıldızı'nı aldım. Evlat edinmişsin bizi bile... Çok ağladım. O bebeği, yeğenini sevdim ben de seninle.
Bir bebeğe daha güzel bir hoş geldin olabilir mi? Hadi diyelim oldu, o kadar güzel bir melodiyle buluşur mu? Bir bebeğin yaşayacağı bütün bir hayat daha şimdiden bu kadar anlamlandırılabilir mi?
Şimdi ben bunu söylesem abartma denir. Ben mutluyum ağlatmasından beni. İki gözümden damla damla. İyi bir sevgili yaptı şarkıların hep beni. Şimdi belki iyi bir anne yapacak.
Kendisine hiç bebeğim denmemiş kocaman çocuklar var, halalarını bırak, annelerinden babalarından sevgililerinden duymamışlar. Sevilmekle ilgili bişey değil bu sen de bilirsin. Sevgiyi görme şeklinin burukluğu.
Deniz yıldızlarını umursadıkları için tenkit edilenler var. Biraz duyarlı olunca "işin gücün yok mu yaa" deyişleriyle karşılaşanlar.
Hala Sezen. Anne Sezen. Safi Sezen. Daha ilk şarkıdan gösterdiğin için, paylaştığın için teşekkürler. Bu şarkıyı, diğerlerini de hep birilerine söylemek isteyen hayranların olacak. Belki söyleyecek kimse bulamayacaklar, beğenmediklerini yazacaklar. Oysaki keşke sadece seni dinleseler, söyleyecekleri birileri yoksa. Sen kendini sunmuşsun. "Halan kurban olsun sana" diyen bir kadının sesinin saflığına, melodisinin ihtişamına hayran kalsalar mesela.
Yere göğe sığmayacak, kolay tanımlanamayacak şarkılar.
Risk belki bu, bu kadar değişik şarkıyı bir araya getirmek. Nubar Terziyan’dan bahsetmek. Eski filmlere çağırmak. Ermenilerin; Türklerin, Tanrı’nın kederinden bahsetmek. Damar aşk şarkıları beklentilerindeyken herkes. O kadar zor bulunur bir şey ki bu kadar kişisel olan. O yüzden daha da kıymetli. Sadece senin istediklerin var. Oturup konuşuyor gibi.
Sana derler ki bu nasıl albüm, niye aşk şarkısı yok, bunlar kitleleri sürüklemez ki, niye böyle bi albüm yaptın? Sezen Aksu nerde? Sezen bitmiş de derler (öyle durumlarda Sezen derler, senden uzağa düşmelerine tezat , soyadını söylemezler) bilirsin bayılırlar öyle demeye, sadece talep etmeye.
Sen çok zekisin tahmin edersin bunların hepsini. İstesen hepsini susturursun da. Ama 30 seneden sonra talebin esaretine girilir mi?
Ne zor bir şeydir o. Başkaları beğensin esareti. Deniz yıldızı olmazdı o zaman. Deli kızın türküsü de olmazdı. Talepler emir gibi oluyor bazen; “Sen ağlama gibi şarkılar olacak. Yoksa ben sevmem dinlemem”. Ne zordur içinden geçeni içinden geçtiği gibi söylemek. Herkes sevsin diye kendi içinden geleni ertelemek Kötü olmuş bile denir. Zevkler uyuşmadığında sebebi hep kötü olmasına bağlanır…
Hem zaten aşkı söylemenin tek yolu aşk şarkıları değildir. Aşk şarkısı isteniyorsa, Memet' te de var aşk, binlerce annenin aşkı, kaç tane sevgilinin feryadı. Güvercin de yok mu aşk. Rakel Dink’in sevgilisine yazdığı mektubu okurken uçurduğu güvercinde yok muydu aşk?
Eğer acıyı çok yüklersen kendine, kaybedersin duygunu… Dünya düzeni ona göre kurulmuştur çünkü , duygunu kaybedersen anlayamazsın hiç bir şeyi… Deniz yıldızlarını kurtarmak aklına bile gelmez. Görmezsin bile.
Bu toprakların yaralarını göstermişsin sen bize. Tek yara seninki değil bak, kendi acından/aşkından kasvet kaplamış içini, biraz da başka yerlere bak, daha iyi kavrarsın o zaman der gibi. “Ümitsiz de yaşanmaz ki…”
Deniz gibi, rüzgar gibi geldin Sezen, onlar gibi kendi halinde… Hükmedilmeyen. Dünyanın dilini bilen. Anlatacak çok şeyi olan. Anlamak büyük şans her zaman.

ve...
Bu albümün eleştiriye ihtiyacı yok. Övgüye de. Yapmak istediğinin ve yaptığının iyi olduğunu biliyor. Kendi halinde. Memleketin, dünyanın derdinde, bir göz vuruşuyla yerle bir etmenin, aşkta da savaşta da esaslı kadın duruşun keyfinde, "sev beni anneni sever gibi" diyebilmenin saflığında, annesinin, anneannesinin, babasının Onno’nun, yeğenlerinin, eşliğinde. Hiçbir şey neyse ki yolundan döndüremez onu.

sezen-aksu.com/forum


teşekkürler Gizem

2 Yorum Ekle:

Anonymous Adsız said...

Sabah sabah tüylerimi diken diken ettin, teşekkürler güzel yürekli arkadaş..

8:22 ÖÖ  
Anonymous Adsız said...

Gizem, geçmişte bunu sana hissettiremesem de ne olacağımızı bilemediğimiz hayat yolunda karşılaştığımız için mutluyum..

hayatta siyah, beyaz, pembe, mor çok renk var, ama bunların hiçbiri gibi değilsin sen.. asla aklıma gelmeyecek incelikte ve farklı ve sanatçı hislerin, aklın var..

Sezen'i dinlerken yazın eşliğinde anlıyorum neymiş anlamak bir insanı ve görebilmek onu olduğunca bütünün içinde..

Ve Sezen için..
araba camlarında başka diyarların ağaçları,insanları akarken hep bizimleydin, seninle büyüdük öyle ki aşkla ve hayatla ilgili senden öğrendik pek çok şeyi..
aradık sendeki duyguları bize hissettirebilecek olanı ve yanıldık kimi zaman ve yine ordaydın o zamanda..

teşekkürler İzmir'li kız ve onu bana anlatan onun kadar ruhu güzel arkadaşım...

5:32 ÖS  

Yorum Gönder

<< Home

 8o  XMLº 
Blogwise - blog directory
Music Blog Top Sites
blog search directory
Blogarama - The Blog Directory
Proogle.de
Link Dünyası>
Technorati Profile