12 Ağustos 2007

Egeliysen açık konuşabiliriz!

Alemin en meşhur İzmirlilerinden Sezen Aksu’nun Bodrum’daki son konseri bir Ege güzellemesi gibiydi. Konserde filan değil de bir kapı önü sohbetindeydik sanki. Bir elimizde ‘çiğdem’imiz eksikti...
Kameralar gidip de ‘biz bize’ kaldığımızda başladı sohbet. ''Hoş geldiniz sevgili arkadaşlarım'' diye karşıladı bizi Sezen Aksu ve gece boyunca güldü söyledi, atılan laflara cevap yetiştirdi... ‘Biz bize’ bir muhabbetin detaylarını verecek değilim elbette... Hepsi o Bodrum gecesinde kaldı, ‘tek şahit aydı’, bir de İzmir’den esip bize de ulaşan imbatı Ege’nin...
Ama o dönüp dolaşıp Egeliliğe bağlanan ‘samimiyet patlamasından’ söz edebilirim.
Her şey o şarkıyla başladı: ''Yedi Kocalı Hürmüz''. Aman efendim, yer yerinden oynadı. Bilhassa ''Bir münasip koca... Her birimize'' bölümünde Antik Tiyatro ‘yıkıldı’ moda deyişle.
Yıllar önce Galatasaraylılar Derneği’nde bir ağabeyimizin bu şarkıya eşlik ettiğimizde ''Evladım, genç kızlar öyle kocaaa diye bağırmaz, ayıptır'' diye bize takılışı geldi aklıma. Ve tam o anda Sezen de aynı şeyi söyledi. ''Bir ağır olun''... Ne mümkün...
Sonra meşhur sayma bölümüne geldik. Hani ''Tanrım bana üç tane, üç de yetmez beş tane, beş de yetmez yedi tane...'' var ya, orası... Bu sefer genç bir kadın ''Ben yedisine bedel bir koca buldum'' diye haykırdı. Haydaaaa... Hep beraber bu konuya eğildik.
Sezen gene öğütlerini sıraladı... ''Bu kadar üstüne düşme, in adamın sırtından, bak kaçar adam''... Nafile.
Hesap kitap, kendini ağırdan satma gerekliliği filan ırgalamıyordu belli ki mesut gelini. Bir rahatlık, bir ''seviyorum, bütün dünya duysun'' hali ki etkilenmemek mümkün değil.
Nitekim Sezen Aksu da ''Egeli kadın işte ya. Ne kadar güzel aslında'' dedi neticede. Ve ''İmkânsız Aşk''ı söylemek üzere öne çıkan Cihan Okan’a sordu: ''Sen nerelisin?'' ''Egeliyim''. ''Daha açık konuşabiliriz o zaman!''
Biz bütün karizmayı muhafaza etmek adına duygularını saklamayı marifet bilen ‘faniler’ de düşüncelere daldık haliyle... Sürekli bir satranç ciddiyetiyle, karşıdan gelecek hamleye göre kendini konumladığın şeye aşk, sevgi denebilir mi yani? Kimin ‘mat’ olduğu önemli midir bu oyunda? Aklıma Sumru Yavrucuk’un yıllar önce söylediği cümle geliyor: ''Aşk tahterevalli değil ki bir taraf dibe vururken öbürü göklere çıksın!''
Öyleyse hafiflemeli biraz. Bırakalım imbat bizim içimizde de essin... Hesapları kitapları silip süpürerek...

Asu MARO

0 Yorum Ekle:

Yorum Gönder

<< Home

 8o  XMLº 
Blogwise - blog directory
Music Blog Top Sites
blog search directory
Blogarama - The Blog Directory
Proogle.de
Link Dünyası>
Technorati Profile