24 Mayıs 2007

Sezen Aksu gücünü nereden alıyor?

Bir şarkı yarışması, ülkemizin en önemli starlarından birinin taktığı iddia edilen maskeleri ve sahip olduğu gücü tartışmaya açtı. Hatta bununla da kalmadı Türk Pop Müziği'nin en önemli şarkılarından 'Şinanay'ın gerçek bestecisinin kim olduğu tartışmasını da başlattı. Tabii ki geçen pazar Ferda Anıl Yarkın'ın başlattığı; Fuat Güner'i ve Sezen Aksu'yu karşı karşıya getiren ve Oray Eğin'in müdahil gazeteci olarak katıldığı tartışmadan bahsediyorum. Kimilerine göre, Sezen Aksu'nun böylesine sorulara maruz kalması bir devrim idi. Tabuların, idollerin ve sanat dünyasındaki dokunulmazların da hataları ve günahları ile yüz yüze kalabileceği ve en önemlisi tartışılabileceği bir dönemin başlangıcı idi. Ancak bunun platformunun bir yarışma programı olması çok da şık olmadı. Tabii konu o kadar hassastı ki; kimsenin şıklık arayacak hali kalmadı. Sezen Aksu, Fuat Güner'in 'Şarkıyı ben yazdım, Onno benden aldı kendi adını yazdı. Hatta ben 6 ay kadar, Mesam'dan telif ücreti aldım' açıklamalarına; bir zamanlar hayat arkadaşı olan Tunç'un vefat etmiş olması dolayısıyla da gayet sert açıklamalar yaptı.

GÜNER GERİ ADIM ATTI
Bu sırada, belki de hayatında ilk kez, bir başkasının ön ayak olması ile de olsa MFÖ dışında, bir birey olarak doğru bir adım atacağını beklediğim; sağduyusuna güvendiğim Fuat Güner bir anda Sezen Aksu ile karşı karşıya kalınca geri adım attı. Telif hakları, hakkaniyet gibi konularda çok hassas olduğunu düşündüğüm bir ismin, iddiada bulunduğu tarafın temsilciliğini üstlenen insanın konuşması karşısında; bir anda pasifleşmesini yadırgadım. Oray Eğin'in de gazetecilik refleksi ile yaptığı çıkış, agresifleşmesi dışında gayet yerinde idi. Sezen Aksu'nun görünmeyen ve sorgulanamayan gücünden, genel yayın yönetmenleri ile olan ilişkilerinden ve hatta kendine ait bir gazetesi olduğundan bahsetti. Evet, Sezen Aksu gazetecilerle konuşmaz; belki işlerini genel yayın yönetmeni kıvamında yürütür. Çünkü az sanatçının sahip olacağı bir hayran kitlesine sahiptir. Gücünü de bu her yaş ve entelektüel düzeyden oluşan kitleden alır. Bunu bir suç olarak algılarsak eğer; Sezen Aksu kadar, ona bu imtiyazları tanıyan basın da suçludur.
STAR SİSTEMİ BÖYLEDİR
Unutmayalım Sezen Aksu bir stardır ve görevi, varoluş nedeni bu gücü yaratıp kendisini dokunulmaz bir seviyeye çıkarmaktır. Çünkü star sistemi böyle çalışır. Dünyanın en duygusal şarkılarını yazıp, mükemmel yorumlar da yapsa; koruması gereken kırmızı çizgileri vardır. Kulağa kötü de gelse ticaretini korumak zorundadır. İşte Eğin gibi gazeteciler de bu insanların rahatını kaçıracak, onları hata yapmaktan önleyecek isimlerdir. Ben de insanların idolize edilmesine ve bir sonraki adımda, yaptıklarının sorgusuz sualsiz kabul edilmesine karşıyım. Daha önce Aksu'nun Kenan Doğulu'ya yardım teklif etmesinin absürdlüğü ile ilgili bir yazı yazdığımda Aksu'dan bir tepki gelmemişti. Ancak başka bir yazımda 'Tchiki Tchiki' isimli şarkının, 'Şıkıdım' ile benzerliğini yazdığımda; Aksu, telefon edip, konuyu edisyon şirketine sorduracağını ve gerekirse dava açacağını belirtmişti. Yani onunla ilgili yazdıklarımın farkında idi ama eleştiren fikrime yanıt vermektense, 'Şıkıdım' için kafamda oluşan şüpheye yanıt vermek için aramış ve bahsettiğim şarkının çalıntı derecesinde benzediğini söylemişti.

ONU BİZ İDOLİZE ETTİK!
Yani yaklaşımı agresif veya korkutucu değil aksine makul mantık sınırları çerçevesinde idi. Bana genel yayın yönetmenimiz aracılığı ile haber göndermeyi seçmedi. Şarkıyı kimin kimden aldığının belli olmadığını belirttiğim yazıma 'Sen benim kim olduğumu biliyor musun?' şeklinde dalmadı! İşte tam burada bahsettiğim şey; Sezen Aksu'yu bizim idolize ettiğimiz! Sezen'in de kendine sunulan bu gücü geri çevirmediği... Etrafında kendine konfor alanı yaratan dokunulmazlık halesini güçlendirmek için zaman zaman faydalandığı... Üstelik bu sadece Aksu için geçerli değil. Daha birçok sanatçı için böyle bir dokunulmazlık halesi mevcut. Bu konuda doğru adımları atmak, idolleri sorgulanır hale getirmek tamamen biz gazetecilere düşüyor. Tabii, meseleyi kişiselleştirmeden ve karşımızdaki insanı bir nefret objesine dönüştürmeden!
Rahşan Gülşan

0 Yorum Ekle:

Yorum Gönder

<< Home

 8o  XMLº 
Blogwise - blog directory
Music Blog Top Sites
blog search directory
Blogarama - The Blog Directory
Proogle.de
Link Dünyası>
Technorati Profile