04 Ocak 2007

Ve Sezen Aksu Gülümse'di


Sezen Aksu ile üçüncü röportajım bu... Dikkatli ve hafızası kuvvetli okuyucularımız anımsayabilirler; üç röportajımızda değişen ve değişmeyen bazı özellikler var:
Boom' un Müzik Dergisi' ne dönüştüğü ilk sayısına (Ekim 89 ) Sezen Aksu konuk olurken yanında Onno Tunç vardı. "Sezen Aksu Söylüyor " adlı satış rekorları kıran kasetin çıkışı vesilesiyle görüştüğümüz Aksu, kendinden sonra albümün ikinci kahramanı Tunç'la birlikte yanıtlamıştı sorularımızı.
Müzik Dergsi'ne ikinci kez Aşkın Nur Yengi ile birlikte konuk olmuştu Sezen Aksu (Temmuz 90) . O zaman görüşmemizi, ilkinde olduğu gibi Aksu'nun Levent'deki evinde değil, Müzik Dergisi' nin Elmadağ' daki tarihi binasında yapmıştık. Röportajımızın vesilesi, Aşkın Nur Yengi nin ilk kasetinde ulaştığı inanılması güç tiraj ve Sezen Aksu' nun bu kasetle ortaya koyduğu prodüktör kimliğiydi.
Onno Tunç, o görüşmede de, Aşkın Nur Yengi ve Sezen Aksu'dan sonra albüme ağırlığını koyan üçüncü önemli imzaydı. Bu kez, Müzik Dergisi' nin bürosu Halkalı' da, görüşmemiz Sezen Aksu' nun Levent' teki- artık daha çok büro kimliği kazanmış- evinde ve sanatçının yanında, yakında birlikte sahne çalışmalarına başlayacağı aktör Uğur Yücel var. Görüşme vesilemiz Aksu' nun, neredeyse iki yıla yakın bir aradan sonra çıkarttığı yeni albümü "Gülümse" ... Dört bestesi, sekiz düzenlemesiyle Onno Tunç, albümün yine ağırlıklı ikinci imzası üç görüşmede, hiç değişmeyen en temel özellik ise Sezen Aksu' nun, her zamanki sağlam ekibi, albümün oluşmasında her türlü maddi kaygıdan uzak sağlanmaya çalışan teknolojik üstünlüklere rağmen kurtulamadığı- ve mükemmeliyetçiliğinden dolayı da sanırım kurtulamayacağı- tedirginliği, ürkekliği ve onu, çalışmalarını güzelleştiren heyecanı...
"Şaka değil, ürküyorum. Beğenilmezse, diye korkuyorum. Ya birileri daha iyisini yaparsa, diye tedirgin oluyorum" diyor Aksu.
Evinde yine kediler var. Ama papağanı yok. Görüşmeyi yaptığımızda kaset henüz piyasada olmadığı için, röportaja birlikte gittiğimiz Serpil Yılmaz ile albümü dinleyebilmemiz için stüdyodan gerekli aygıtlar eve taşıtıldı ve Gülümse'yi, yer yer gülümseyerek, çoğu kez de hüzne dönük duygularla dinledik. Albüm, sözlerini Aysel Gürel'in yazdığı, müziği Onno Tunç' a ait " Hadi Bakalım" la başlıyor. (Albümün hareketli, hit adayı parçalarının başında. "Şinanay" olur mu bilmem ama, onun yerine oynuyor bu şarkı). Müzik ve düzenlemesini Onno Tunç' un yaptığı " Tutsak" ın sözleri; Sezen Aksu, Ece Aksoy, Onat Kutlar, Ersin Salman ve Onno Tunç tarafından birlikte yazılmış. (Belli bir kesimde çok tutabilecek hüzünlü bir aşk şarkısı).
"Ne Kavgam Bitti Ne Sevdam", Sezen Aksu duyarlılığını yansıtan sözleriyle etkili olacaktır sanırım. Müzik ve düzenleme Onno Tunç.
Kemal Burkay şiiri, Arto Tunç' un müziği ve Onno Tunç' un düzenlemesiyle oluşan " Gülümse" bana göre albümün en iyi, en keyif veren şarkısı. (Albüme adını veren bu şarkı da, "Belalım" ın yerine oynuyor, kanımca).
A yüzünün son parçası " Güllerim Soldu" . Söz ve müzik Sezen Aksu' ya düzenleme Onno Tunç' a ait. (Tansiyonu yüksek " Bir Kara Aşk" şarkısı bu da... )
B yüzünün ilk parçası " Vazgeçtim" bence şok bir şarkı. Ara Dinkçiyan' ın müzikleyip, solist çaldığı bu şarkının sözleri Sezen Aksu' ya, yalın ama yerli yerinde düzenlemesi de Onno Tunç' a ait. (Rakıcıları uçurur bu şarkı...) Ünlü Yunanlı besteci Aleksiu'nun müziğine, Sezen Aksu' nun söz yazdığı ve Atilla Özdemiroğlu tarafından düzenlenen " Her Şeyi Yak " melodik yapısının akılda kalıcılığı ile şanslı.
Ümit Yaşar Oğuzcan şiiri, Arto Tunç tarafından müziklenip, Onno Tunç tarafından da düzenlenmiş ve " Namus" ortaya çıkmış. (Fırlama şarkı, denilir mi bilemiyorum ama, bence böylesi bir tanıtım yakışıyor bu şarkıya).
Söz ve müziği Sezen Aksu'ya ait "Seni Kimler Aldı" , Fuat Güner' in düzenlemesiyle karşımızda. ( Aksu yine yakıcı bir karamsarlıkta...)
Sözleri Aysel Gürel' e, müziği Onno Tunç' a ait olan "Değer mi ? " geçen çalışmadan tanıdığımız bir şarkı. Onno Tunç' un yeni bir düzenlemesiyle yeniden sunuluyor. (Sezen Aksu, bu şarkının İngilizce versiyonunun, bu düzenlemeyle TV'den yayınından sonra çok talep aldığını ve bu yüzden yeni kasette de " Değer mi ?" nin yeni versiyonuna yer verdiklerini belirtiyor).
Albüm, " Gülümse" adlı şarkının bir bölümünün tekrarlanmasıyla son buluyor. Stüdyo FT ve Gelişim' de hazırlanan albümün tonmaysterleri; Duyal Karagözoğlu ve Aykut Gürel. Miks işlemleri, bu albüm için özel olarak Türkiye' ye gelen İngiliz Curtis Schwarts tarafından gerçekleştirilmiş... Sezen Aksu' yu birkaç aydır görmemiştim. Basında çıkan haberlerden izliyordum onu. Fırtınaya mı kapılmıştı Minik Serçe. Fırtınalar esmişse de, dinmişti ben gördüğümde. Bahar akşamının serin melteminde süzülüyordu. Dingindi. Altı aya yaklaşan bir süredir devam eden stüdyo çalışmaları bitmiş; gözyaşları terlere karışmış; hüzünlü yıldız artık insanlara sesleniyordu: " Gülümse "...
"Benim bütün çalışmalarım zorlu, hatta kanlı olurdu ama bu çalışmam hepsine fark attı. " Gülümse" de kan gövdeyi götürdü."
Yaptığı işin kendi gününe, yapmak istediklerine, yani kendini, bulunduğu ana göre ifade etmeye yönelik olmaktan öte iddialar taşımadığına değinen Sezen Aksu, içkisinden bir yudum aldıktan sonra şöyle devam etti: " Bedrettin Cömert' in çevirisi " Sanatın Öyküsü" adlı kitabın başında, hiç unutamadığım birkaç cümle vardır: " Büyük S ile başlayan sanat yoktur" diyor. Önce insanlar işlerini yaparlar. Hiç kimsenin de başka bir insandan farkı yoktur. Ama herhangi bir iş meydana getirdiniz. O, içinde bulunduğunuz zamanı ve mekanı aşabilecek birtakım güçlere sahipse, sizin insiyatifiniz dışında, aşar diyor. Yani sevincini ve özellikle estetiğini oluşturma yolunda bir yol alabilecek gücü varsa kalıcılık söz konusudur. Bu yüzden bir çok sanatçı öldükten sonra anlaşılabilmiştir. Gerçi bugün artık böyle bir mesele yok. Kitle iletişim araçları öyle bir noktaya geldi ki, artık kimsenin yüz sene sonra sizi anlamasına gerek yok. Bugün burada birşey yaparsınız, yarın öbür gün sizi orada anlarlar." Büyük sanat , diye bir şeyin olmadığına; ama sanatçılara inandığını belirten Aksu, " Benim, gerçekten böyle bir endişem yok," diyerek açıklıyor: " Ben sadece iyi şarkı söylemek için bütün iyi ve doğru gereklilikleri yerine getirmeye çalışıyorum. Yani iyi müzisyen, iyi stüdyo, iyi mastering gibi... Kendi sevdiğim şarkıları söylemeye gayret ediyorum. Benim de bir sürü abuk subuk tarafım var. Ama bir sürü de hoş tarafım olabilir. Bütün bunların içinden, yani yaşamın; kendiliğinden damıtılarak bir şeyler süzülüyor; ağzını açan, kalemin ucundan bir şeyler söyleyen herkesin hayatından bir şeyler süzülüp ortaya çıkıyor ve onları kişi kendisi tayin edemiyor zaten. Ama birdenbire, öyle bir şey ki o, hiç hesapsız kitapsızca, olanca içtenlikle çıkıveriyor ortaya... Galiba buna en iyi verilecek örneklerden biri Kemal Burkay' ın " Gülümse" şiiri, " Tut ki karnım acıktı/ Anneme küstüm." Bu şiirin içinde inanılmaz saf, masum, içten, insana uçsuz bucaksız pencereler açan bir boyut var: " Belki şehre bir film gelir/ Bir güzel orman olur yazılarda/ İklim değişir/ Akdeniz olur/ Gülümse" diyor. Ne kadar masum, ne kadar naif, basit ve ne kadar derin...
Ucu bucağı yok yani.
Biz bu dönemin sanatçıları olduğumuz için herkes değil ama çoğunluk, biografileri için yaşamaya programlanmış, sağlıksız; yani öldükten sonra bırakacakları izle ilgili, kendi yaşamlarından, kendi duygularından, kendi coşkularından, kendi uçma özgürlüklerinden fedakârlık ettikleri hazin bir ara dönem insanlarıyız bizler. Mümkün olduğu kadar buna teslim olmamak lazım. Uçma özgürlüğünü elde tutmaya gayret etmek lazım... Sezen Aksu, yaptığı, ürettiği işlerin sadece kendini ifade etmek iddiasına sahip olabileceğinin altını özellikle çizerek, bu işlerde " Reçete " nin olmayacağına inandığını söylüyor. " Ne hissediyorsan, gerçekten ne düşünüyorsan, onu söyleyebilecek yürekliliği gösterebilme gücü... İşte en temel mesele! Üçüncü şahıslara göre hangi lafı edersem daha önemli olurum, hangi lafı etmessem önemimden kaybetmem, gibi endişeler bir sanatçının yaratıcılığını tırpanlayan en önemli engel bence. Ne kadar kendini küçük görürsen gör, ne kadar yetersiz görürsen gör, üçüncü şahıslara göre değil, kendine göre hareket ettiğin zaman bir şey yaratma şansın olabilir. Kalıcı bir şey yani...
Sezen Aksu "Duygu dili" ne inananlardan. " Düşünce dili" nin bağlayıcılığının rahatsızlık verici olduğunu söylüyor. Düşüncenin her gün değişebileceğini, oysa duygunun insanı daha doğru ifade ettiğini belirtiyor. Başta da belirttiğim gibi, görüşmemiz boyunca Aksu' nun yanında Uğur Yücel bu çalışmada komedyenlik, mukallitlik yapmayacak, şarkı söyleyecek. Görüşmemiz süresince zaman zaman tenor sesiyle bize 'arya'lar sunan Uğur Yücel'in potansiyel şarkıcılık kariyeri de sezen Aksu katkısıyla avantajlı olarak başlıyor diyebiliriz, şimdiden... Aşkın'a yaptığı prodüksiyonla birçok genç sanatçının umutlarını kabartan Sezen Aksu, şimdilerde kendi sahne çalışmalarının yanı sıra, bir yandan Aşkın Nur Yengi' nin ikinci albümü, bir yandan da vokalisti Sertap' ın ilk albümü için hazırlıkları sürdürüyor. Siyah, dantel işlemeli, transparan bluzu, kızıl saçlarıyla "yeni uçuşların" eşiğinde gülümsüyor Sezen Aksu. Yine çok satacak, belli.
Sesi , bu kez daha çok enstrümanlardan biri olmuş, iyice geriye alınmış. Farklı bir " sound " la karşı karşıyayız. Belki başka bir şarkıcı için çok büyük bir risk olabilecek bu 'sound' deneyi, Sezen Aksu imzasıyla moda bile olabilir. Kanlı bir çalışmanın ardından, 'Gülümse'yen bir Sezen Aksu var şimdi karşımızda. "İklim değişir Akdeniz olur; Gülümse"

Soner Olgun
BOOM Müzik Dergisi Haziran 1991

Free Image Hosting at www.ImageShack.us

1 Yorum Ekle:

Anonymous Adsız said...

www.sonerolgun.com

5:51 ÖS  

Yorum Gönder

<< Home

 8o  XMLº 
Blogwise - blog directory
Music Blog Top Sites
blog search directory
Blogarama - The Blog Directory
Proogle.de
Link Dünyası>
Technorati Profile