Utanabilmenin erdem olduğunu hatırlatan kadın
Birazcık övülünce yerin dibine giren, kızarıp bozaran, ne yapacağını bilemeyen iki sanatçı gördüm: Biri türkülerimizin yaşayan en büyük efsanesi Neşet Ertaş, diğeri de aşklarımızın, çaresizliklerimizin, hüzünlerimizin, sevinçlerimizin doğal ortağı Sezen Aksu... Sezen Aksu, Beyazıt Öztürk'ün yıllardır sürdürdüğü kampanyaya daha fazla sessiz kalamadı ve "Beyaz Show"a konuk oldu.
Programa telefonla katılan izleyicilerin sevinç çığlıkları ve övgü dolu sözleri karşısında, hep aynı şeyi söyledi:
"Beni bu kadar pohpohlamayın. Bu saatten sonra kafayı sıyırmam herhalde ama yine de dengesini kaybeder insan. Şımarıp, şaşırmaktan korkarım."
Bu sözler; almasını bilenler için bir hayat dersidir aslında!
Gündemde kalmak uğruna yatak maceralarını bile gazeteci ordusu önünde anlatmaktan utanmayanlara, ilerleyen yaşlarına karşın hâlâ kendilerini "Türkiye'nin en güzel kadını" ilan etmekten çekinmeyenlere; kibarca ve yaşayarak verilen bir ders...
Sezen Aksu da Neşet Ertaş da övgü ve teşekkür beklemiyorlar bizden...
Tam tersine, yaşadıkları güzellikler için her fırsatta "hayata teşekkür" ediyorlar.
Keşke; büyüklüklerini "gazetelerde haber olma sayılarıyla" kanıtlamaya çalışanlar da bu terbiyeden biraz olsun pay alabilseler...
Belki daha fazla sevilirlerdi; ne dersiniz?
(Mustafa Mutlu'nun 15.01.2006 tarihli Vatan'daki yazısından)
Programa telefonla katılan izleyicilerin sevinç çığlıkları ve övgü dolu sözleri karşısında, hep aynı şeyi söyledi:
"Beni bu kadar pohpohlamayın. Bu saatten sonra kafayı sıyırmam herhalde ama yine de dengesini kaybeder insan. Şımarıp, şaşırmaktan korkarım."
Bu sözler; almasını bilenler için bir hayat dersidir aslında!
Gündemde kalmak uğruna yatak maceralarını bile gazeteci ordusu önünde anlatmaktan utanmayanlara, ilerleyen yaşlarına karşın hâlâ kendilerini "Türkiye'nin en güzel kadını" ilan etmekten çekinmeyenlere; kibarca ve yaşayarak verilen bir ders...
Sezen Aksu da Neşet Ertaş da övgü ve teşekkür beklemiyorlar bizden...
Tam tersine, yaşadıkları güzellikler için her fırsatta "hayata teşekkür" ediyorlar.
Keşke; büyüklüklerini "gazetelerde haber olma sayılarıyla" kanıtlamaya çalışanlar da bu terbiyeden biraz olsun pay alabilseler...
Belki daha fazla sevilirlerdi; ne dersiniz?
(Mustafa Mutlu'nun 15.01.2006 tarihli Vatan'daki yazısından)
0 Yorum Ekle:
Yorum Gönder
<< Home