Özel birisi

Özdemir Erdoğan, Sezen Cumhur Önal’ın Türkçe sözlü hafif müzik akımına uyarak plaklar yapmaya başlar. O yıllarda altın plak alacak kadar çok satan bir “Duyduk Duymadık Demeyin” var mesela. Daha sonraları bugün bile zevkle dinlediğimiz ”Kimbilir “, “Sevdim seni bir kere” ve “Keman öğretmeni” .

Olimpia ve İskenderiye Festivallerinde ülkemizi temsil eder ve 1984 de kendi plak şirketini kurar. Satsa da satmasa da, plaklarını kendi yapar. Gençlere gün ışığına çıkmalarında yardımcı olur. Hala o meşhur İMÇ deki ofisini kullanıyor. Tatil günlerinde de dedesinden kalma bahçeli evinde geçiriyor vaktini.
Onun özel birisi olduğunun göstergesi, sıra dışı söylemleridir. Ve bu söylemler kimseye garip gelmemektedir ”Özdemir’dir, yapar” denip geçilmektedir. Vatandaşın çaresizliğini temsil amacıyla çırılçıplak soyunması da, ”Ne geldiyse başımıza Zeki Müren gibilerden geldi “demesi de.
Ona göre sanatçı herşeyiyle kendine özgü olmalı, maddi kazançlarıyla yetinmeyip her gün yeniden başlamalıdır. 1950 lerden beri iktidarda olanlara ateş püskürüyor. Sanatsal, sosyal, ekonomik ve kültürel deformasyondan yakınıyor sürekli.
Sadece bir müzisyen, bir aranjör, bir yorumcu değil o. Bir düşün adamı. Size ters gelse de fikirlerini çatır çatır söyleyen biri.
“Her ülke kendi yarattığı değerleri başka bir tarafa satma eğilimindedir, kendi yaşantısını, kültürünü empoze eder. Sen de akıllı ol, sen de sat. 'Amerikalı niye böyle yapıyor' diye kızmıyorum. Kendi vatandaşına daha iyi bir yaşam sağlamak için elbette yapacak. Üstelik bu arada özel insanları yok etmek ve pasifize etmek için, emperyalizm elindeki güçlerle ülkemizde de büyük savaş veriyor”

Özdemir Erdoğan gibi sanatçılar da..
(Erkan Sevinç'in 07 Mart 2004 tarihli Hürriyet'teki yazısı)
0 Yorum Ekle:
Yorum Gönder
<< Home