30 Ekim 2005

Yok böyle bir konser

Otuz beş yıllık tarihi, bir geceye sığdırmak kolay olmasa gerek. Türkiye'nin tartışmasız en iyi orkestrası olan İstanbul Gelişim'in günlerdir medyada yankılanıyor sesleri... Belki de otuz beş yıldır hiç olmadığı kadar göz önündeler. Ve merakla beklenen konser, önceki gece Park Orman'da gerçekleşti. 'Efes Pilsen'le Dolu Dolu 35 Yıl Projesi' ile düzenlenen konserde birbirinden ünlü isimler de bir araya geldi. Ve gerek kuliste gerek sahnede heyecan hep doruktaydı... O heyecanın en yakınındaki kişi ise Sabah muhabiri ve aynı zamanda Neco'nun kızı olan Ayşe Özyılmazel'di....
Park Orman'da 21.00'da başlayacak konser için kapılar 19.00'da açılacaktı. İstanbul Gelişim Orkestrası ekibi daha öğle saatlerinde konser yerindeydi. Hepsi heyecanlıydı ama birazcık da hüzün vardı sanki... Asım Ekren "Sabahtan beri çok duygusalım, her şeye ağlıyorum" derken yine gözleri doldu. Atilla Özdemiroğlu ve Uğur Başar ise son dakikalara kadar repertuvar ve nota çalışmalarını sürdürdüler. 19.30 itibariyle kulis dolmaya başladı. Levent Yüksel, Moğollar, Bülent Ortaçgil, Neco, Ali Kocatepe, Fatih Erkoç, Melike Demirağ, Işın Karaca ve Ayten Alpman ilk gelen sanatçılardı. Seslerini açanlar, sinirden kendini yemeğe verenler, yıllardır görüşmedikleri arkadaşlarına sarılanlar, nota yazanlar...
İstanbul Gelişim Orkestrası'nın açılışı yapmasıyla, 'divalar' da göründü. İlk olarak Ajda Pekkan geldi. Jean, beyaz atlet ve uzun sarı saçlarıyla çok sade ve çok zarifti 'süper star'... Bizim 'diva odası' diye tabir ettiğimiz odaya geçti. Çünkü Sezen Aksu, Ajda Pekkan ve Nükhet Duru aynı kulisi paylaşacaktı. Bundan daha merak edilir ne olabilir ki? Acaba aralarında çekişme yaşanacak mı? Birbirlerine laf atacaklar mı? Sıralamada önce Nükhet Duru sahne alacaktı ama orman yolunda trafikte mahsur kaldığından Ajda Pekkan yerine geçmek zorunda kaldı. Ajda "Ben böyle bir heyecan bilmedim" diyerek apar topar sahneye çıktı. Bu arada gecede kendi orkestrasının elemanlarını getiren tek isim, Sezen Aksu'ydu. Aksu tatsızdı, rahatsızdı, koliti tutmuştu. Ajda Pekkan çok endişelendi. Sezen Aksu yaklaşık on beş dakika kadar asistanlarıyla tuvalete kapandı. Nükhet Duru'nun gecikmesi ve Sezen Aksu'nun biraz dinlenmeye ihtiyaç duyması, program akışını altüst etti ama bu kesinlikle konsere yansımadı. İlk yarı sonuna doğru Nükhet Duru Park Orman'a gelebildi. Yılların profesyoneli Duru, trafik sebebiyle geç kalmanın sinirini yaşıyordu. Ancak arkadaşlarını görünce tüm sıkıntısı sona erdi.
O sırada Sezen Aksu da toparlandı ve nihayet üç diva bir aradaydı. Üçü de sade, üçü de neşeli, üçü de mütevazı. Yok öyle hayal ettiğiniz kaprisler; hepsi kendi halinde ve heyecanlıydı o kadar... Malum Nükhet Duru ışıltılı, pırıltılı her şeyi sever. İşbu Sezen, Nükhet'in gümüşlü, taşlı ayakkabısına bayıldı ancak "Bende de daha güzeli var, naber?" diyerek espriyi patlattı. Nükhet ile Sezen karşılıklı ayakkabı gösterisi yaptılar. Ajda Pekkan ve Sezen Aksu bütün gece sarılıp öpüştüler. Sezen Aksu yeni doğan yeğeninin resimlerini Ajda'ya gösterdi. Ajda resimlerden kendisine de birkaç tane aldı. Sezen "Ben Mithat Can'a bile bu kadar düşkün olmadım" dedi. Diva Kulisi sohbet yeri haline geldi. Birbirlerinin saçına, kıyafetine bakmalar... Düzeltmeler yapmalar... Esprili sohbetler... Bol bol beyaz leblebi yemeler... Ama nihayetinde Nükhet, Sezen ve Ajda muhteşemdiler. Divaların kulisi bu kadar eğlenceli geçerken, beyler de usul usul sokulmaya başladı. Ali Kocatepe, Fuat Güner, Neco, Bülent Ortaçgil... Yan tarafta erkeklerin odasına göz attık. Hep müzik konuşuluyordu. MFÖ, Neco, Bülent Ortaçgil, Berkant, Erol Evgin, Erol Büyükburç ve en küçükleri Levent Yüksel. Gecenin en genç ve en kıpır kıpır sanatçısı Levent Yüksel'di. Elinde gitarı "Aman her an çıkabilirim" diye hazırda bekliyordu.
Otuz beş senenin emeği, bir gecede ancak bu kadar güzel alınabilirdi. Konser sonrası tüm sanatçılar sahne arkasında toplandı. Şampanyalar içildi, pastalar yendi. Herkes mutlu, herkes keyifliydi. Ve bütün ağızlarda anılar, kaybettikleri dostları. "Hadi ölmeden şunu da yapalım, bunu da yapalım..." sözleri... Aslında Ajda Pekkan'ın "Biz birbirimizin kıymetini yeni yeni anlıyoruz" lafı ne kadar da düşündürücü değil mi? Evet onlar hâlâ çocuk, onlar hâlâ müzik aşkıyla dolu. Ajda'nın sözleriyle "Ellinci yılda onlar buradalar, ya siz?"
(Ayşe Özyılmazel'in 27.07.2004 tarihli Sabah Günaydın'daki yazısı)

0 Yorum Ekle:

Yorum Gönder

<< Home

 8o  XMLº 
Blogwise - blog directory
Music Blog Top Sites
blog search directory
Blogarama - The Blog Directory
Proogle.de
Link Dünyası>
Technorati Profile