16 Ekim 2005

Hafif Batı Müziği’nden Türk Pop’una

60’lı yıllarda emeklemeye başlayan Türk Pop Müziği, 40 yıllık yolculuğunda ilginç evrelerden geçerek bugünlere geldi... 1990’larda ciddi bir biçimde kimlik arayışına giren Türk Pop Müziği bugün doğu ile batı motiflerini içinde barındıran renkli ve lezzetli bir müzik türüne dönüştü...Ülkemizde popüler müzikten söz etmeye başlamak için 60'lı yıllara kadar uzanmamız gerekiyor. Gerçi o dönemlerde daha çok yabancı şarkılara Türkçe sözler yazılarak yola çıkılmıştı, ve hatta bunun etkilerini uzun yıllar tartışılmıştı, ama sonuçta o dönemlerde ‘‘Aranjman’’ veya TRT'ce ‘‘Türk Hafif Müziği’’ olarak adlandırılan müziğin yine de bu günkü pop'un temellerini attığını söyleyebiliriz.
60'lı yıllarda önce söz yazarlarına büyük görevler düştü. Bu alanın duayeni olan Fecri Ebcioğlu'yla Sezen Cumhur Önal'dı. Türkiye'nin gerçek anlamda ilk pop starının adı ise tartışmasız Erol Büyükburç'tu. İlginç sahne kostümleriyle, aranjmalarının yanısıra ‘‘Little Lucy’’ gibi besteleriyle o dönemin ilahı olmuştu. Büyükburç'u, 1964 yılında halen Türkiye'nin tek ‘‘Süperstar’’ ünvanlı yıldızı Ajda Pekkan izledi.
70'ler, geçikmeli de olsa Türkiye'nin rock müziğiyle tanıştığı yıllar oldu. Beatles bütün dünyayı sarsarken Türkiye'de de ‘‘Anadolu Pop’’ egemen olmaya başlamıştı. Moğollar, 3 Hürel, Erkin Koray, Cem Karaca, Fikret Kızılok ve Barış Manço o dönemin yıldızları olmuşlardı.
1980'e gelindiğinde pop müziğin kimlik arama sancıları doruk noktasına ulaşmıştı. Köyden kentte göçün yoğun bir biçimde yaşandığı ülkemizde Arap ezgileri kulaklarımıza yerleşmeye başladı. ‘‘Arabesk’’in lideri Orhan Gencebay Türkiye'nin ‘‘Orhan Abisi’’ olmuş, Ferdi Tayfur, Küçük Emrah, Müslüm Gürses'ler yok satmaya başlamıştı.
Bu dönem içinde Batı sazlarının egemen olduğu ‘‘gerçek’’ pop müzikten söz etmek mümkün değildi. Üç ünlünün çalışmaları hariç; Her dem dinleyici bulan Ajda Pekkan ve Nilüfer. Ve onların ardından ülkenin pop müziğini yönlendirecek ve değiştirecek olan Sezen Aksu.
Arabesk'in tahtını, benzeri motifleri kullanarak sarsmaya başlayan Aksu, 1990'larda listeleri altüst eden pek çok şarkıya yorumcu, besteci ve söz yazarı olarak imza atacaktı. 90'ların başında pop müziğin ilgi görmeye başlaması toplumun günlük yaşantısıyla ve toplumun yavaş yavaş değişen yaşam tarzıyla yakından ilgili oldu. Özel TV kanalların ve radyoların kurulmasıyla ‘‘poplaşma sürecinin’’ tam anlamıyla başladı.
Sezen Aksu'nun 1991'de ‘‘Hadi Bakalım’’ şarkısıyla başlayan bu yeni akım giderek her gün müzik dünyasına katılan yeni yeteneklerle ivme kazandı.

Türkiye'nin en büyük pop ilahı tacını giyen genç, Tarkan oldu. Uluslararası platformda başarıdan başarıya koşan Tarkan pek çok yeni şarkıcı adayına da ilham kaynağı oldu.
Önceleri daha çok Batı'nın alt yapısına sığınan pop müzik daha sonra arayışlara girdi. Daha yoğun bir kimlik arayışına giren Türk Pop Müziği etnik müziklerden de beslenmeye başladı.Bir yandan Akdeniz'in çevresinde buluşan Yunanistan, İspanya, İtalya gibi komşu ülkelerin müzikleri, öte yanda Arap kökenli müzikler. Bir yanda Balkan müzikleri ve bir yanda da Anadolu'nun zengin müzik hazinesi. İşte tüm bunlarla bir sentez oluşturan pop müziğimiz giderek ‘‘adı belirsiz’’ bir müzik türüne dönüştü. Bütün bunlara karşın yine de dünyadaki pek çok ülkenin müziğinden daha zengin ve etkili olduğumuz bir gerçek.

0 Yorum Ekle:

Yorum Gönder

<< Home

 8o  XMLº 
Blogwise - blog directory
Music Blog Top Sites
blog search directory
Blogarama - The Blog Directory
Proogle.de
Link Dünyası>
Technorati Profile